25 Şubat 2013 Pazartesi

TOPRAK VE SUYUN AŞKI...

 Ve toprak suya, su toprağa aşık olmuştu işte.. Su, aşkını anlatmanın yolunu bulmuştu; toprağın yüreğine düştüğünde, tomurcuklara can verip renk renk, desen desen çiçek olup açıyordu. Suyun toprağa olan aşkının nişanı çiçekler ile aşıklar duygularına tercüman buluyorlardı; sevdiceğe sunulan tek bir çiçek "aşk"tı, suyun, toprağa olan aşkı...



 Peki ya toprak?  Bereketli, sadık yar toprak, nasıl anlatsın ki aşkını? Suyun yüreğine düşse,çok çok çamur olacak olan toprak.. Yandı toprak, sevdiceğine nişan olamamanın hüznü ile yandı, yandı çöl oldu. Üzerinde otlayan canlılar, aşk ile açan çiçekler duydu bu hüznü ve hayvanlar ödünü, bitkiler ise pigmentlerini verdiler gönlü yaslı toprağa.. Bayramdı artık toprağa.. Zira pigmentler ile renklenip, öd ile tutunarak sevdiceğinin yüreğinde olabilekti.. Ve damla damla düştü suya.. Suyun, toprağa olan aşkının nişanesi çiçeklerden ilham alan insanoğlu, toprağın, suya olan aşkını resmetmeye başladı..





Ve bu aşk döngüsüne de "Ebru" adı verildi...


Ey haleti ruhiyeme ses veren teknem! Suya düşen her aşk tanesi gibi, ruhum da büyüdü seninle.. Aşkım, aşkına hediyem olsun. . .


 

2 yorum:

  1. harika bir girizgah yapmışsın canım arkadaşım.
    tekrar tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. ;)) tekrar çok teşekkür ediyorum tatlı tekne arkadaşım;) hoş geldin..

    YanıtlaSil